Fovizm akımının öne çıkan tablolarından biri olan ‘Dans’ tablosunun öyküsünü ve arka planına dair farklı detayları sizler için anlattık! Bugün hala adından söz ettiren tabloya biraz daha yakından bakalım…
Kaynak: https://art-fix.com/story/ten-fun-fac…
Bugün Fovizm akımının önde gelen sanatçılarından Henri Matisse’den ve “Dans” adlı çalışmasından bahsedeceğiz.
Birçok sanatçıya ilham kaynağı olan bu eser gerçekten zamansız bir başyapıt.
Tabloyu burada görebilirsiniz:?
1910 tarihli çalışmada, el ele tutuşmuş ve bir daire içinde dönen beş kişi görüyoruz. Masmavi bir gökyüzünün ve yemyeşil bir zirvenin önünde figürler dans ediyor ve vücutlarını coşkuyla hareket ettiriyor. Gelin bu ünlü tablonun arkasındaki detaylara daha yakından bakalım.
1. “Dans” bir Rus tüccar tarafından yaptırılmıştır.
Matisse’in ünlü tablosu aslen 1909’da Rus dokuma tüccarı Sergei Shchuckin tarafından özel bir siparişti. Tabloyu Moskova’daki Trubetskoy Sarayı’ndaki evinin merdivenlerine asmak istedi.
Tablo 2 aslında üç modülden oluşan bir dizi olacaktır.
Shchuckin başlangıçta hepsi kozmik dans ve müzik temaları etrafında dönen üç fotoğraflık bir dizi sipariş etmişti. Son olarak iki fotoğraf tamamlandı: “Dans”ın yanında “Müzik” adlı başka bir tablo asılı.
3. “Dans”, Modernist hareketin öncüsüdür.
‘Dans’taki arka plan ve figürlerin renk uyumu ve düzlüğü, yapıldığı dönem için fevkalade yenilikçiydi ve önceki Batı geleneklerinin detaylarından koptu. Figürlerin organik sadeliği onları arka planla birleştiriyor. Fotoğraf ritmik, anımsatıcı bir renk kompozisyonu gösteriyor! Bu tür özellikler daha sonra Modernist harekette görüldü.
4. Matisse’in önceki fotoğraflarından biri “Dance” için ilham kaynağıydı.
Matisse’in erken dönem tablolarından biri olan ‘Joie de Vivre (1906)’, ‘Dans’ın öncüsü denilebilir. Göl kenarında el ele tutuşup dönen insanları görebilirsiniz.
5. Matisse, “Dans”ı yaparken evrensel insan davranışından ve kültürler arası alışverişten ilham aldı.
Dans ve müzik evrenseldir ve binlerce yıl öncesine dayanan ve Şamanik ritüellerden kaynaklanan insan davranışını birleştirir. Matisse ve Paul Gauguin ve Pablo Picasso gibi Primitivist hareketin çağdaşları, Afrikalıların biçimlerinden ve biçimlerinin yaydığı ilkel güçten ilham aldılar. Bu, ‘Dans’ta, özellikle de resmettiği şehvetli kadın formlarında da belirgindir. Terkedilmişlik içinde pervasızca dans eden köşeli, çıplak vücutlar, medeni toplumun reddini gösteriyor.
6. Resimdeki renklerin manevi ve sembolik bir anlamı vardır.
Farklı renklerin farklı çağrışımları vardır. ‘Dans’ fotoğrafında kırmızı, ateş unsurunu ya da ham, ilkel haliyle insanı simgeliyor. Mavi gökyüzü cenneti, yeşil çim ise toprak elementini sembolize eder. Figürlerin dairesel kompozisyonu bu üç unsurun ortasındaki birliği temsil etmektedir.
7. “Dans” artık Rus tarihinin siyasi bir sembolüdür.
Rus Devrimi sırasında, Shchukin’in Moskova’daki konağı basıldığında, Matisse’in hem ‘Dans’ hem de ‘Müzik’ eserleri yağmalandı ve birkaç yıl boyunca gizemli bir şekilde ortadan kayboldu. Ancak 1930’da yeniden ortaya çıktılar ve ardından St. Petersburg’daki Hermitage Müzesi’ndeki yerlerini aldılar. Bugün sadece büyük sanatın bir sembolü değil, aynı zamanda Rus tarihinde de belirleyici bir dönem.
8. Fotoğrafın ilerlemesinin Matisse’in resmi üzerinde büyük etkisi oldu.
Matisse’in dans eden figürlerin biraz daha koyu ana bordürleriyle tek boyutluluk hissinin verildiği ‘Dans’ adlı resminin sadeliğinin bir nedeni var. 1900’lerin başında fotoğraflar daha tanınır hale geldikçe, Matisse bir fotoğraftaki ayrıntıları kaydetmenin gereksiz hale geldiğine, çünkü kameranın nesneleri bir sanatçının yapabileceğinden daha yüksek hassasiyetle yakalayacağına inanıyordu. Bu, sanatçının fotoğrafın kompozisyon, biçim, ritim ve renk gibi diğer yönlerine odaklanmasını sağladı.
9. Bir de “Dance”in ilk versiyonu var.
Mart 1909’da Matisse, ‘The Dance’in ilk versiyonunu yapmıştı. Kompozisyon çalışmasıydı ve gördüğünüz gibi daha soluk renkler ve daha az detay kullanılmış.
10. Son olarak Matisse’in tablosuyla ilgili yorumuna bir göz atalım:
Matisse bu fotoğraf hakkında şunları söyledi: “Bu üç renkle hem ışıklı harmonime hem de tonun saflığına ulaştım.” Nitekim enerjik dans sahnesinin rahatlatıcı bir yanı da var. Matisse, her zaman rahatlatıcı bir sanat yaratmak isteyen bir sanatçı olmak istediğinin de altını şu sözlerle çizdi:
“Hayalini kurduğum şey, zahmetli veya sınırları aşan bahislerden kaçınabilen, istikrarlı, saf ve sessiz bir sanat. Bu tıp sanatları, herkesin yorulduğunda dinlenebileceği rahat bir koltuk gibi, herkesin zihnine huzur ve rahatlık verir.”
haber-kumlu.com.tr